Mazzucata, ‘’Devlet derken farklı kamu kuruluşlarından oluşan ademi merkeziyetçi bir ağdan söz ettiğini belirtiyor. Bu kurumlar, misyon odaklı şekilde problemleri çözmeye ve risk alma ya yöneldiğinde, inovasyon motoru haline gelebilir’’ diyor. Mazzucato’nun misyon kavramı, bu anlayışı somut projelere dönüştürüyor. Bu somut projelere plastikten arındırılmış denizler; 2030 yılı itibari ile 100 karbonsuz kent; demansın %50 oranında azaltılması örnek olarak verilebilir. Çözüm, plastiğe alternatif geliştirilmesini, yeni gıda paketleme yöntemleri tasarlanmasını, atıkları otomatik olarak ayıracak yapay zeka sistemi yaratılmasını gerektirebilir. Mazzucato’ya göre Yeşil yeni anlaşma, 1969’da aya ayak basılması kadar cesur bir hamledir ve Yeşil yeni anlaşma, tüm ekonominin yeşil hale gelmesini sağlayarak, sadece yenilebilir enerji sektörünü değil, imalat sektörünün her alanını da dönüştürebilir.
Avrupa parlementosu bu yıl Mazzucato’nun misyon odaklı Horizon Europe programını kabul etti. Beş misyon alanı seçildi: iklim değişikliği, kanser; sağlıklı okyanus, deniz, kıyı ve iç sular; iklim nötr ve akıllı kentler; toprak sağlığı ve gıda. Programın kabul edilmesi ile Mazzucato yaratmak istediği değişimin ilk adımını atmış oldu.
A.B. Gümrük Birliğine girerek Avrupa ya ekonomik olarak entegre olan sanayicilerimiz A.B yeşil yeni düzenine -EU GREEN DEAL- uymak için B.M. sürdürülebilir kalkınma hedeflerine odaklanacaklar. Tüm siad/giad lar ve tüm sanayi ve ticaret odaları ve diğer STK lar sürdürülebilirlik günleri yapıyor. Global şirketler zaten sürdürülebilirlik raporlarını yayınlıyor yıllardır. Covid-19 yeşil yeni düzene geçmeyi hızlandırdı. Küresel ısınmaya karşı 2050 de sıfır karbon emisyonu yarışına Türk Milletinin katılması gerek. Her kurum, her dernek, her oda, iklim şampiyonunu seçerek doğayı savunmalı yoksa yaşayacak bir gezegenimiz kalmayacak.
Döngüsel ekonomide var olmak için tüm şirketler ürünlerini yeniden tasarlayacak. Ürünler hammadde üretiminden tüketiciye ulaşan tüm tedarik zincirinde havayı, suyu, toprağı kirletmediğini kanıtlamak zorunda.
Sürdürülebilir yaşam felsefesi doğa ile iç içe yaşamak demektir ve gün gelecek suyun her damlası altından kıymetli olacaktır. Dolayısıyla döngüsel ekonomide var olabilmek için tüm şirketler ürünlerini yeniden tasarlamalıdır. Covid- 19 yeşil yeni düzene geçmeyi hızlandırmışken Türk Sanayici ve iş insanları sürdürülebilir yaşam için döngüsel ekonomide yer almak için yeşil düşünmeye başladı bile. Ama her şeyden önce bireysel olarak sürdürülebilir yaşam felsefesini benimseyerek dünya iklim değişimine azalan karbon ayak izinizle katkıda bulunabilirsiniz. Yeşil yeni düzenin savunucusu olabilirsiniz. Tüm yoksullar adına ve doğa adına. Milletimiz; yerli malı yurdun malı diyerek yeniden kendi ürettiği ürünleri giymeye başlamalı. Kişisel olarak toprağa, suya, havaya borcunu ödemeli. Yeşil yol dışında başka yol yok, sürdürülebilir yaşam için. İklim değişimi sadece döngüsel ekonomi ile kontrol edilebilir ve 2050 de sıfır karbon emisyonu hedefine ulaşılabilir.
Akı Teşkilatı’ndan gelen Tuva-doğa-dostu yaşam kültürümüzü yeşil yeni düzen ile yeniden organize edebiliriz, böylece şu beton kafalarımızı yeşil kafa ile değiştirebiliriz. Çünkü Avrupa birliği ve ABD yeşil mutabakatına uymak önce insanlığa sonra doğaya olan saygının bir göstergesidir. Dolayısıyla bu saygıyı gösterebilmek ve sürdürülebilir kılmak için Mariana Mazzucato’nun dediği gibi zihniyet değişimi şart ve bu değişim hem bizim için hem de dünyamız için olabildiğince hızlı olmalı Çünkü Covid-19 sonrası hiçbir şey aynı kalmayacak.
Kaynak: Cahit Günaydın-Yenileşim Mühendisi
UBSVakfı Yönetim Kurulu Üyesi-
UBSVSürdürülebilir Kalkınma ve Döngüsel Ekonomi Merkezi
https://www.ted.com/talks/mariana_mazzucato
https://surdurulebiliryasam.net/