Piyasadan Haberler
Türkiye ekonomisi için 2023 nasıl geçti, öngörüler gerçekleşti mi?
Türkiye’de geçen yıl bu dönemde yapılan 2023 değerlendirmelerinin merkezinde Mayıs ayında yapılacak seçimler vardı. Mayıs’a kadar seçim ekonomisinin devam etmesi bekleniyor, Mayıs sonrası ise olası seçim sonuçlarına göre senaryolar yapılıyordu. Türkiye gibi politika belirsizliğinin yüksek, kurumsal yapının zayıf olduğu ülkelerde ileriye yönelik isabetli öngörü yapabilmek kolay değil.
2023 yılında düşük faiz politikasının muhtemelen seçimlere kadar devamını bekleyen Fitch, faiz indirimlerine rağmen büyümenin ciddi şekilde ivme kaybetmesini öngörüyordu. Ekonomideki bu yavaşlamanın enflasyonu da baskılaması, düşük faiz ortamında TL’deki değer kaybının devamı bekleniyordu. Tabloda gösterilmemekle beraber 2024 yılında yüzde 2’lik bir daralma, buna karşılık düşük faiz inadının devam etmesinin beklendiği bir nevi “duvara çarpma” senaryosuydu bu. Bu senaryoda ima edilen faiz indirimleri 2023’ün ilk yarısında hükümet söylemleri ile tutarlı olarak gerçekleşti. Politika faizi yüzde 8,5’e kadar geriledi.
‘Rasyoneliteye dönüş’
Bu ani dönüş muhtemelen, düşük faiz politikalarına devam edilmesi durumunda, Türkiye’nin ekonomik krize sürükleneceğine ikna olunmasının sonucuydu. Seçim sonrası dönemde eski ekonomi ekibi büyük ölçüde tasfiye edildi. Ortodoks iktisat anlayışını benimsemiş kişiler göreve geldi. Politika faizi 6 ayda yüzde 34 yükseltildi. Ekonomideki bu normalleşmenin muhtemel bir ödemeler dengesi krizini engellemesi sayesinde bu senaryodaki öngörülerin aksine “duvara çarpmadık”. Faiz artışlarına rağmen büyüme ılımlı bir yavaşlamayla sınırlı kaldı. Türkiye ekonomisinin 2023’te yüzde 4’ün üzerinde bir oranda büyüyeceği tahmin ediliyor. Büyümede ani bir duruş yaşanmamış olması elbette olumlu. Öte yandan seçim öncesi dönemde uygulanan politika hatalarından devralınan en ağır miras enflasyonda hissedildi. Türkiye 2023 yılını, yüzde 67 gibi bir yıllık enflasyon oranıyla tamamlarsa, 2023 ortalama enflasyonu Fitch’in tahmininin iki katına yakın bir seviyede, yüzde 57’ler civarında gerçekleşecek.