Piyasadan Haberler
Fed’in faiz kararına piyasalardan ilk tepki
ABD Merkez Bankası (Fed), piyasaların beklentisi dahilinde faizi 50 baz puan yukarı çekerek, politika faizini yüzde 4,25-yüzde 4,50 aralığına yükseltti. Fed, böylelikle faiz artırımında frene basmış oldu. Banka, son dört toplantıda 75 baz puanlık faiz artışına gitmişti. Fed, 50 baz puanlık faiz artışıyla beraber faizi 2007 yılından bu yana en yüksek seviyeye yükseltmiş oldu. Faiz kararıyla birlikte, noktasal tahminler de yayımlandı. Fed yetkililerinin faiz tahminlerini içeren noktasal grafikte, faiz öngörüleri yukarı yönlü revize edildi. Açıklanan ekonomik projeksiyonlarda ise, büyüme beklentisi aşağı yönlü revize edilirken; enflasyon beklentileri yukarı yönlü güncellendi. Fed’in piyasalara verdiği mesajlar sonrası küresel borsa endesklerinde satışlar hızlandı. Ons altın fiyatları, Fed’in açıklamaları öncesi 1809 dolar seviyesinde hareket ederken, açıklamalar sonrası ilk tepki olarak 1795 dolara kadar gerilerken şu dakikalarda yüzde 0,39 oranında düşüşle 1803 dolar seviyesinde hareket ediyor.
Turkcell iklim değişikliğiyle mücadelede sektör lideri
Turkcell, iklim değişikliğiyle mücadele alanında sürdürdüğü çalışmalar ve tüm operasyonel faaliyetleriyle dünyanın en önemli çevre girişimlerinden biri olan Karbon Saydamlık Projesi’nin (CDP) İklim Değişikliği Programı’nda liderlik seviyesine ulaşarak “A-” notuyla derecelendirildi. 2014 yılından bu yana devam ettirdiği CDP İklim Değişikliği raporlama sürecini, 2019 yılındaki kurumsal sürdürülebilirlik dönüşümüyle hızlandıran Turkcell’in değerleme notu, 2021 yılı faaliyetleriyle A- liderlik seviyesine yükseldi ve böylece Turkcell, Türkiye telekom sektörü ve bilişim teknolojileri alanında en yüksek notla değerlendirilen tek şirket oldu. Turkcell İletişim Hizmetleri A.Ş. altında faaliyet gösteren tüm şirketlerin operasyonlarındaki sera gazı emisyonlarının hesaplandığını belirten Murat Erkan, “Turkcell olarak iklim değişikliği karşısında, teknolojinin onarıcı gücünü kullanarak işimizi daha çevreci, daha verimli ve sürdürülebilir bir modele dönüştürmeyi hedefliyoruz. Öncelikle sera gazı emisyonlarımızı nasıl azaltacağımızı planladık. Bununla ilgili kapsamlı çalışmalar yaptık. Emisyon ölçüm değerlememiz global ölçekte gayet iyi ancak seviye ne kadar iyi olursa olsun biz operasyonlarımızı, iklim değişikline sebep olan etkilerimizi en az olacak şekilde düzenliyoruz. Gönüllü olarak gerçekleştirdiğimiz CDP İklim Değişikliği raporlamasıyla çevresel performansımızı yıldan yıla geliştirmemiz de bu konudaki kararlılığımızın en net göstergesidir” dedi.
AB’den ithalata çevre şartı
Avrupa Birliği kurumları, üretimleriyle bağlantılı karbon emisyonlarını ücretlendirerek blokun endüstriyel ithalatını çevre standartlarına uygun hale getirecek olan ve “Karbon Sınır Ayarlama
Mekanizması” (CBAM) olarak bilinen mekanizma konusunda geçici ve şarta bağlı bir uzlaşıya vardılar. CBAM’nin devreye girmesiyle ithalatçı doğrudan üretimle bağlantılı emisyonları beyan edecek. Bunların AB standartlarını aşması halinde AB’deki karbon fiyatı üzerinden emisyon sertifikası alacak ve aradaki fark ödenecek. Sadece AB ile aynı iklim hedeflerine sahip ülkeler CBAM sertifikaları almadan AB’ye ihracat yapabilecekler. Uygulama, sera gazı emisyonlarının izlenmesi ve raporlanmasına ilişkin işleyen bir sisteme sahip olan Türkiye’yi de yakından ilgilendiriyor. AB, 2021 verilerine göre, Türkiye’den yapılan ihracatta alüminyumda yüzde 61.5, demir çelikte yüzde 36.7, elektrikte yüzde 69.3, gübrede yüzde 27.9, çimento sektöründe ise yüzde 14.7 oranında paya sahip. AB pazarının büyüklüğü ve ilgili sektörlerin AB’ye ihracattaki payı dikkate alındığında üretimde emisyonların azaltılmasına yönelik stratejiler belirlenmesi ve yeşil dönüşüm için gerekli altyapının güçlendirilmesi gibi bazı ek uygulamaların hayata geçirilmesi kaçınılmaz olacak.