Stratejik Yönetimde Porter’ın 5 Güç Modeli
Strateji, sözlük anlamı olarak “önceden belirlenen bir amaca ulaşmak için tutulan yol” olarak tanımlanmakta. İş yaşamını düşündüğümüzde ise strateji, şirketinizi varmak istediğiniz noktaya çıkaracak uygulamaların ve yöntemlerin tümü olarak özetlenebilir.
Harvard Üniversitesi Ekonomi ve Yönetim Bilimleri profesörü ve Strateji ve Rekabetçilik Enstitüsü Başkanı Michael Porter, (1947) beş güç prensibini ortaya atmıştır.
Michael Porter iş yaşamında rekabeti etkileyen güçleri aşağıdaki şekilde sıralamış durumda:
- Sektördeki rekabet:
Sektörün en önemli göstergesi tabi ki rakiplerinizdir. Rekabet, sürekli gelişimi sağlayacak ve farklı bakış açıları edinmenizi, kendinizi geliştirmenizi mecbur kılacak bir araçtır. Aslında Mavi Okyanuslar yaratabilmek için çalışmanızı da destekler denilebilir. Bulunduğunuz sektörü tanımak ve rakiplerini bilmek, şirketiniz için doğru bir strateji kurabilmek ve hedeflerinize ulaşmak için önemli bir güç. Bu gücü es geçmeden, diğer noktalarda da sektörünüzü iyi analiz edebilecek modeller geliştirmeniz önemlidir.
- Sektöre yeni girecek firmaların karşılaşacakları tehlike ve engeller:
Her sektör büyüyüp gelişebilmesi için yeni firmalara ihtiyaç duyar ama sektöre girişte bazı sıkıntı ve engellerle karşılaşabilirsiniz. Bazı şirketler sizin sektöre girişinizi hoş karşılamayabilirler. Bu sebeplerden dolayı sektörün bünyesine yeni firmaları dahil etme potansiyelini iyi araştırmamız ve analiz etmemiz gerekmektedir.
Bu güç prensibinin aslında iki alt kırılımı vardır: Yeni oyuncu girme potansiyeli ve yeni girecek oyuncuların
gücü. Bu iki kırılımı da iyi analiz etmek önemli olacaktır. Çünkü ilk kırılım olan yeni oyuncu potansiyeli, size pazarın yeni oyunculara ne kadar hoş geldin deme hevesi olduğu bilgisini sağlayacak, öbür yandan yeni girecek oyuncuların potansiyel güçlerini tahmin edebilmek de, mevcut stratejilerinizi bu doğrultuda geliştirmenizi kolaylaştıracaktır.
- Tedarikçilerin pazara olan hakimiyetleri:
Her sektörün kendine has bir tedarik tipi vardır. Bir örnekle açıklayalım, mesela siz bir hazır giyim mağazası işletiyorsunuz ve ürünlerinizi bir toptancıdan satın alıyorsunuz. Eğer ürünleri aldığınız toptancının aynı ürünleri veya ikamelerini sunan rakipleri varsa bu sizi güçlendirir, tedarikçinin gücünü azaltır. Ama tedarikçi size yeni ürünler farklılıklar sunuyorsa tedarikçinin size güç katmasını sağlar.
- İkame ürünlerin tehditleri:
İkame mal, ürettiğimiz ürünün yerine kullanılabilen ürünleri kapsar. İkame ürünler de yönetim için tehdit oluşturan durumlardan biridir. Tüketiciler sizin ürünlerinizi bulamadığı zaman rakibiniz olan ikame ürünlere yönelecekler buda sizin pazardaki gücünüzün zayıflamasına ve pazar payınızı kaybetmenize neden olacaktır.
- Alıcıların, tüketicilerin pazarlık güçleri:
Bir pazarda alıcılar ne kadar güçlüyse, şirket ya da ürün olarak sizin gücünüz o kadar azalır. Müşterinin ürün hakkında ki bilgisi: Müşteri ürününüzü alırken onu ne kadar tanıyor? Artı ve eksilerine ne kadar hakim? Piyasa içinde ki diğer ürünleri ne kadar tanıyor? Sorularının cevabını içinde bulunduran maddedir. Müşteri benim ürünümü ve rakip ürünleri ne kadar iyi tanırsa o kadar güçlü duruma geçer ve kendinizden feragat edip onların beklediği noktaya doğru yaklaşmanıza neden olur.
Kaynak: http://www.pazarlamasyon.com/