İşletmeler sürekli hem içeriden hem de dışarıdan farklı farklı pek çok alanda bilgiye maruz kalır. Bilginin üretilmesi de teknolojinin ve internetin
gelişimi ile birlikte son derece hızlıdır. İşletmeler tüm operasyonlarında mutlaka bir bilgi üretir. Örneğin, ERP’nin entegre olduğu bir işletmede herhangi bir konu da satın alma talebi oluşturulduğunda “SAT (satınalma talebi)” açılmaktadır. Bu talebin ilgili amir tarafından uygun görülerek onaylanması durumunda da “SAS (Satın alma Siparişi)”a dönüşümü
gerçekleşmektedir. Gelen siparişe ilişkin olarak mal girişleri yapılmakta ve siparişin faturaları ise muhasebe biriminde toplanarak kayıt altına
alınmaktadır. Örnekte olduğu gibi satın alma talebini oluşturan herhangi bir birim süreci başlatarak satın alma, mal kabul ve muhasebe birimlerini sürece dahil ederek, her aşamada yeni yeni farklı kayıtların ortaya çıkmasına sebep olmaktadır. Dolayısıyla işletmelerimizin her gün pek çok konu hakkında üretmiş olduğu bilgilerin kullanımında yeterince verimli olup olmadığını kontrol etmesi gerekmektedir.
Çoğu işletmede büyük ya da küçük, kompleks ya da basit mutlaka gerçekleştirdiği işlemlere ilişkin kayıtlar tutulmaktadır. Kimi işletme kayıtlarını ERP adı verilen kurumsal kaynak planlama programlarında tutmakta kimileri ise bilgisayarlarda dahili olarak gelen paket uygulamalarda tutmaktadır. Aslında, çok teorik olmasa da işletmelerinde
genel olarak bir kayıt sistematiğinde gelişim süreci bulunmaktadır. Öncelikle, patronların kara kaplı defteri ile başlayan kurumsal hafıza, işletmenin biraz palazlanması ile birlikte bilgisayara daha sonra paket programlara en son ise kurumsal kaynak planlamasına geçişi zorunlu
hale getirmektedir. Kurumsal kaynak planlamaları üretim, insan kaynakları ve muhasebe-finans gibi işletmelerin tüm fonksiyonlarına entegre olmaktadır. Ancak, şirketler, insan kaynaklarını yalnızca personel
işleri olarak sisteme entegre ederken, modern insan kaynakları uygulamaları, özellikle KOBİ’lere yönelik birçok ERP programında etkin olarak işletilememektedir.
Ayrıca, muhasebe- finans modüllerinde de programın talep ettiği maliyetlendirme bilgileri ve finansal bilgiler sisteme girilemediği için ya da işletmelerin çoğunun üretim birimlerinde malzeme ihtiyaç planlaması (MRP) olmadığı ya da düzgün işletilememesinden dolayı, doğru kar-zarar ve
maliyet analizleri yapılamamakta ve bütçe oluşturulamamakta ve nakit yönetimi yapılamamaktadır. Oysa ki, ERP modülleri, şirketlerin kendi gereksinimlerine göre şekillendirilmelidir. Örneğin, toptan ürün satan bir işletme ile perakende ürün satan bir işletmenin cari yönetiminin birbirlerinden farklı olacağını söylemek yanlış olmayacaktır. Toptan ürün satan işletmelerin cari yönetiminin daha sıkı takip edilmesi gerekmektedir. Bunun sebebi, belirli süre sonra işletme ile müşteri arasındaki ilişkilerin artmasından dolayı toptan ürün siparişleri yerini perakende ürün siparişlerine bırakabiliyor olmasıdır. Bu gibi durumlarda işletmeler büyük bakiyeleri takip etmek yerine daha küçük bakiyeli daha çok müşteriyi takip etmek durumunda kalacaktır.
Melike Acardağ,
Finansal Yönetim Hizmetleri Koordinatörü, CGS Center
Kaynakça:
- Arabacı S., Akdemir Ç., Doğan S., Mengi B.; “Stok Yönetiminde ERP’nin Hileyi Önlemeye Yönelik Kullanılması ve Bir Uygulama”; (Yayın Tarihi: 10/09/2019) https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/818993
- Celep E., “İşletmelerde Müşteri İlişkileri Yönetimi Uygulamalarının Tüketicilerin Satın Alma Davranışlarına Etkileri:
- Bankacılık Sektöründe Bir Uygulama” https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/289004
- Seyrek Ö., “Müşteri İlişkileri Yönetiminde Veri Madenciliği ve Bir Uygulama” (2006), http://nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/41518.pdf
- Yeşilorman M. ve Koç F.; “Bilgi Toplumunun Teknolojik Temelleri Üzerine Eleştirel Bir Bakış(2013); https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/157362