“Kasa Benim Cebim” Değil Artık!
6102 sayılı yeni TTK son günlerde hararetle tartışılmaya ve itiraz sesleri yükselmeye başladı. Eski alışkanlıkları değiştirmek kolay değil. Eski köye yeni adetler geliyor veya bazı kurallarımız vardı da biz görmezden duymazdan geliyorduk.
Yeni TTK şirketinize borçlanamazsınız diyor(Madde 395).
Bundan nerede ise 25 yıl önce, özel sektörde ilk çalışmaya başladığımda, mali tablo, finansal rapor, bütçe dediğimizde, hiç unutmam şirketlerimizden birinin yönetim kurulu başkanı; Güler Hanım, kızım; “kasa benim cebim” demişti. İlk o zaman duymuştum. Aradan yıllar geçti, yeni TTK diyor ki “kasa sizin cebiniz değil”.
Ekonomizin bel kemiği KOBİ”ler diyoruz.
Ayakta kalmaları, sürdürülebilir olmaları önemli diyoruz.
Bunun için de kurumsallaşmaları gerekli diyoruz.
Ancak gerçek hayatta işlerin nasıl yürüdüğünü biliyor muyuz? Örneğin üç –beş kardeşin ortak olduğu bir KOBİ’de, ailenin bütün elektrik, su, telefon, benzin, çocukların okul taksidi v.b. gibi faturaların doğrudan şirkete geldiğini ve şirketten ödendiğini biliyor muyuz?
Veya işletmede çalışan/çalışmayan aile fertlerinin kullandıkları kredi kartlarının şirket tarafından ödendiğini…..
Çalışmayanlara da şirketten maaş bağlandığını….
En kötüsü de bütün bunların ilerleyen yıllarda kardeşler- kuzenler arası kavgalara yol açtığını….Düşünsenize Siz tek çocuklu bir genel müdürsünüz. Kardeşinizin de üç çocuğu var. Doğal olarak masrafları daha fazla. Bütün sorumluluk Sizde, ama kardeşiniz, fiilen şirketten daha çok gelir elde ediyor, çünkü “maaş” sistemi yok.
Hatırlayanlar bilir; eskiden büyüklerimiz bankaya faiz ödememek için birbirlerinden borç alırlardı. Hakkaniyete uygun olsun diye de, altın alır, altın verirler veya dolar alır dolar verirlerdi.
Finansdan anlıyorlarmış…..
Şirketleşme arttı, ailelerinin refahı arttı. Kimse birbirinden borç altın almıyor, parayı şirketten çekiyor.
O zaman tavsiye ediyoruz. Şirketten para çekmenin kurallarını belirleyin. Örneğin, kendinizi maaşa bağlayın, prim alın veya yıl sonunda kar payı alın. Aman ha, kendinizi maaşa bağlarken dikkatli olun, asgari ücretten gösterirseniz, bir gün şirketinizi satar, bir süre de genel müdür olarak kalırsanız, zor duruma düşersiniz.
Aile anayasası yazın, aile fonu oluşturun, ailenin servetini bu fonda değerlendirin, ihtiyacınız varsa bu fona borçlanın. Borçlanmanız ister altın olsun ister en düşük piyasa faiz oranı…
Ancak Temmuz 2012’den sonra şirketten para çekmeyin- borçlanmayın,”kasa sizin cebiniz” değil artık, fena halde yanarsınız işin ucunda en hafifinden büyük para cezası var.
Bizden söylemesi..