Tecrübenin Sesi: 50 Dolarla Nike’ı Kuran Adam Phil Knight’ın Etkileyici Serüveni
Phil Knigt, Stanford Business School okudu. Okuduğu dönemde, ödev hazırlarken birden aklına Japonya’dan ayakkabı ithal etme fikri geldi. Mezuniyetinin ardından, bu fikrini babasına açtı. Esas süreven ise, Japonya’ya gitmesiyle başladı. Koşu ayakkabısı üreten Onitsuka Şirketi’nin kapısını çaldı. Şirkete, tamamen kendi fikri olan “Blue Ribbon” şirketi
adına çalıştığını söyledi. Etkileyici konuşmasının ardından, Onitsuka, Phil Knight’ın hayali şirketine ABD piyasası için distribütörlük hakkını verdi. Bu
distribütörlüğün karşılığında Knight’ın 50 dolara ihtiyacı vardı. Bu tutarı da babasından almayı başardı.
1964 yılına gelindiğinde, Onitsuka ilk ayakkabıları gönderdi. Knight’da gelen ayakkabıları doğrudan koşu antrenörü olan Bill Bowerman’a gönderdi. Tek umudu Bowerman’ın takım için birkaç ayakkabı satın
almasaydı. Ancak bundan çok daha iyisi oldu ve Bill Bowerman şirkete ortak oldu. Blue Ribbon Sports, araba bagajından, 1966 yılından perakende satış yapılabilecek bir dükkan oldu. Blue Ribbon Sports’un satışları giderek artıyordu. 1966 yılını 84 bin dolar satışla kapatmıştı. Ancak, bu dönemde ezeli rakibi olan Adidas’la da tanışmış oldu.
1968’e gelindiğinde her şey yolundaydı. Fakat Onitsuka, yeni bir anlaşma için Blue Ribbon Sports’u görmek istedi. Ofis onları pek tatmin etmemişti.
Satışlar gördükleri manzaraya göre fazla iyiydi. Phil Knight 5 yıllık bir anlaşma için kolları sıvamıştı ama onlardan 3 yıllık anlaşma alabildi. Bu durum, Knight için bir dönüm noktası oldu.
Phil Knight, Onitsuka’ya alternatif olması için Nike markasını yarattı. Sonunda Onitsuka ile yollarını ayırmaya ve kendi kanatları ile uçmaya karar verdi. Bu kararı doğrultusunda bir takım zorluklar yaşadı. Ama asla pes etmedi. Tüm maddi problemler aşıldıktan sonra Phil, nasıl bir marka yaratmak istediğine odaklanmıştı. Markanın kesinlikle büyük ve güçlü aynı zamanda da kârlı, yenilikçi ve verimli olsun istiyordu. O zamanlar spor ayakkabı onun için sadece sporcuların giydiği bir ürün değil günlük hayatta da insanların kullanabileceği bir ürün olmalıydı. Markasını bu yönde hazırlamalıydı. 1974’te yıl sonunda ise satışlar 8 milyon dolara gelmişti ve Nike artık rüştünü fazlasıyla ispat etmişti. Artık, herhangi birine bağlı olmadan kendi kanatlarıyla uçmaya başlamıştı.
Kaynakça: https://ceotudent.com/50-dolarla-nikei-kuran-adam-phil-knightin-etkileyici-seruveni