Makale

Yetişkin Eğitiminde Transformatif – Dönüşümsel Öğrenme

Yetişkin eğitimi ülkemizde üzerinde çok durulmayan bir konu olsa da aslında içli dışlı olduğumuz bir konudur. Yetişkin eğitimi düşünüldüğünün aksine çocukların eğitimine oranla çok daha zor olabilir. Çocuklar şekil verilmeye hazır hamur gibidir. Çocukların belli başlı değerleri, benimsedikleri normları ya da kararlarını etkileyecek ağırlıkta deneyimleri olmadığından, çocuk eğitimi yetişkin eğitimine oranla daha pürüzsüz olabilir. Yetişkin eğitiminde ise, bireyin öğrenmesini etkileyecek bazı görünmez etkenler vardır. Bu görünmez etkenler, yetişkin bireyin kendi deneyimleri, inançları, etkilendiği toplumsal normlar ve sosyal çevresi gibi etkenlerdir.

Yetişkin eğitiminde etkili olan bu görünmez etkenleri Jack Mezirow 1978 yılında göz önüne alarak bir kuram ortaya atmıştır. Bu kuram dönüşümsel, yani transformatif öğrenme kuramıdır. Dönüşümsel yani transformatif öğrenme, bireydeki ya da gruptaki değişime odaklanırken, bireyin ya da grubun inançlarını, deneyimlerini, bakış açılarını, etkilendiği toplumsal normlarını ve sosyal çevresini de göz önünde bulundurmuştur. Çünkü bireyler, deneyimlerinden, bakış açılarından ve inançlarından bağımsız düşünülemeyecek kadar karmaşıklardır. Dönüşümsel yani transformatif öğrenme, bireylerin kişisel ve entelektüel olarak gelişmesi için bu tarz kabullerini önce sorgulamayı öğrenmesidir. Yani transformatif öğrenmede, bireyden kendi inançlarını, bakış açılarını, deneyimlerini sorgulayıp, yeni bir perspektife dönüştürmesi amaçlanmaktadır.

Mezirow’a göre transformatif öğrenme 10 adımda meydana gelmektedir ve bu adımlar şu şekildedir;

  • Sahip olduğu ikileminin yönünü değiştirmesi,
  • Kendisini incelemesi,
  • Mevcut varsayımlarını eleştirel olarak değerlendirmesi,
  • Dönüşüm sürecinin farkında olması,
  • Yeni roller, ilişkiler ve eylemler için yeni seçenekler keşfetmesi,
  • Eylem planı oluşturması,
  • Planlarını oluşturmak için bilgi ve beceriler edinmesi,
  • Yeni rolleri edinmeye çalışması,
  • Yeni roller ve ilişkilerde rekabet duygusu ve öz güven oluşturması
  • Kazanılan yeni perspektifleri kendi yaşamına
  • entegrasyonu.

Mezirow’un ifade ettiği 10 adımdan da anlaşıldığı üzere, kuramın temel dayanakları, bireyin farkındalığının sağlanması ve bilinçlendirilmesidir. Yani bireyin, başkaları tarafından oluşturulmuş değer yargıları, inançları ve bakış açılarından sıyrılması; tüm bunları kendi perspektifinde yeniden yorumlayıp, kendileri için nasıl düşünüleceğinin ve davranılacağının öğrenilmesidir.

Bu noktada, kuramın temel dayanakları da göz önüne alınarak “yetişkinlerin öğrenme özellikleri”ne daha yakından bakmak faydalı olacaktır. Yetişkinler için ilk izlenim çok önemlidir. Bilgili ve güven veren yapıdaki insanlardan ve nispeten kendi akranlarından öğrenmeye daha açıktırlar. Sorun odaklı yaklaşımları, öğrenme sırasında sorunlarına çözüm aramayı ve sadece sorunlarına sunulan çözümü içselleştirmeyi sağlar. Bu nedenle, sorunlarına gerçek yaşamdan örneklerle yapılan eğitim daha kalıcı olacaktır. Yetişkinlerin eğitime ve yeni bir şey öğrenme noktasındaki konsantrasyonu 8-10 dakikadır. Kendilerine sunulan bilginin yararlı olup olmayacağına veya bu bilgiyi kullanıp kullanmayacağına bu kısa sürede karar vererek öğrenmenin yönünü belirlerler. Eğer bu bilgi kendi deneyimleri ile çelişiyorsa, kendilerine gelen bilginin kaynağını sorgular, gerçekten ikna olduktan sonra öğrenmeye kapılarını açarlar.

Tüm bunların yanısıra yetişkinler takım çalışmasına yatkındırlar. Bilgi, basitten karmaşığa doğru verildiğinde öğrenmenin kalıcılığı artar. Öğrenme sırasında sık sık geri bildirim sağlanmalı ve yetişkinin kendini değerlendirmesine fırsat tanınmalıdır. Ancak bu değerlendirme uzun diyaloglara ve deneyim paylaşımına döndüğünde konunun dağılması veya konudan sapılması riskleri göz önüne alınarak doğru yönetilmelidir. Öğrenme sırasında beyin fırtınası yapmak, onların düşündüklerini söylemelerine fırsat tanımak da önemli bir unsurdur.

Kısacası; bireylerin kendilerine ve bakış açılarına eleştirel bakması, başka bakış açılarına ve varsayımlara da olumlu yaklaşmaya çalışması gerekmektedir. Yetişkinlerin kendilerini bakış açılarıyla, inançlarıyla ve deneyimleriyle sınırlamak yerine; tüm bunlarla birlikte dış dünyaya ve diğer perspektiflere de açması, sürekli değişim ve gelişime açık olması kendi yararlarına olacaktır.

Yazıyı Debra Jarvis’in bir konuşmasında söylediği bir sözü ile bitirelim;

‘’Deneyiminize sahip olun, o size sahip olmasın’’

Aytuğba Baraz Koç
CGS Center Stratejik Planlama ve İnsan Kaynakları Koordinatörü

Gizem Çeker
CGS Center İnsan Kaynakları ve Akademi Uzman Yardımcısı

Kaynakça

  •  https://www.ted.com/talks/debra_jarvis_yes_i_survived_cancer_but_that_doesn_t_define_me
  • Akpınar, B. (2010). Transformatif Öğrenme Kuramı: Dönüşerek Ve Değişerek Öğrenme. Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 10(2), 185-198.

 

 

Share:

Leave a reply