Liderlik, tarih boyunca, kültürel özellikleri ne olursa olsun, bütün toplumlarda insanoğlunun en çok ilgi duyduğu konulardan biri olmuştur. İnsanlık tarihi, büyük sonuçlar doğuran çok sayıda iyi veya kötü liderlere (Julius Caesar, Indra Ghandi, Mao Tse-tung, Adolf Hitler ….Martin Luther King Jr. Atatürk) şahit olmuştur. Kurumsal yaşamda da, ister özel sektör olsun, isterse kamu veya üçüncü sektör denilen kar amacı gütmeyen kuruluşlarda da liderler hep çok önemli roller oynamışlardır.
Bazı liderlerin, kendileri için hayatlarını feda etmeye hazır, sadık takipçileri varken, diğer bazı liderlere ise en yakın takipçileri komplo kurar. Tarihteki bunun en meşhur örneklerin biri olan Büyük Roma imparatoru Julius Ceaser’i öldüren en yakın dostu Brutus’a söylediği, “Sen de mi Brutus” lafı tarihe geçmiş bir deyim olmuştur.
İşte tam da, liderlikteki bu karmaşa ve spekülasyonlar nedeniyle, bu konuda bilimsel araştırmalar 20. yüzyıla kadar başlamamıştır. Yapılan araştırmaların büyük bir çoğunluğu etkin bir liderliği belirleyen nitelikleri tespit etmeye yöneliktir.
Sosyal bilimciler, bir liderin hangi özelliklerinin, yeteneklerinin veya davranışlarının takipçilerini ne kadar etkileyebildiğini keşfetmeye çalışmışlardır. Ayrıca son yıllarda, liderliğin sadece “oynanan bir rol mu” yoksa “kuruluşta ekibi oluşturan farklı insanları da içeren ortak bir süreç mi” olduğu tartışılmaktadır. Böyle ise, bu süreci etkili veya etkisiz hale getiren faktörler nelerdir?
Yönetim işleri doğru yapmaktır; liderlik ise doğru işleri yapmaktır. – Peter Drucker
Şüphesiz, liderlikle ilgili çok sayıda araştırma yapılmış ve tanımlar ortaya konmuştur. Bu tanımlar ne olursa olsun, gerek bilim insanları gerekse uygulamadaki yaşamda, herkes, liderliğin gerçek bir fenomen olduğunu ve organizasyonların etkinliğinde önemli rol oynadığını kabul etmektedir.
Biz de Ailem ve Şirketim bültenimizde, önümüzdeki sayılarda, liderlik konusu üzerinde durmaya karar verdik.
Etkili liderlikle ilgili teorilerin çoğu, birinci dereceden astları doğrudan etkileyen davranışlara odaklar, ancak bir lider kurum içindeki diğer insanları da etkileyebilir. Dolayısıyla bir lider doğrudan etkileşimi olmayan insanları da etkisi altına alabilir. Bir CEO’nun alt kademedeki insanları etkileyebilmek için pek çok yolu ve imkanı vardır. Örneğin, şirketi adına televizyonda konuşma yapan bir CEO, birdenbire şirketteki tüm paydaşlarına mesaj vermiş olur. Aynı şekilde, küçük çalışma grubu toplantılarına katılan bir CEO, etkileşimle liderlik davranışları sergiyebilir. Bu uygulamalara ilişkin çok sayıda örnek sıralayabiliriz.
Bir şirketimizde yönetim kurulu başkanımıza, şirketin alt kademelerindeki gençlerle sohbet toplantıları yapmasını tavsiye ettiğimizde, “acaba başarılı bir konuşma yapabilir miyim” diye büyük kaygı duymuştu. Oysa sadece samimi olması, şirketin geleceği ile ortaya koyduğu vizyonu, onu dinleyen genç ekiplere yansıtması, her şeyden önce ulaşılabilir olması çok güzel bir liderlik örneği oldu.
Bir başka şirketimizde de, liderlik konularını konuşurken, tam tersine, yönetimi devr almış, aslında içten ve samimi olan genç bir ikinci kuşağa bunları anlatınca, “bunları neden ben yapıyorum, benim altımdaki yöneticilerin yapması lazım” deyip kestirip atmıştı. Belki de henüz daha -liderliğe- hazır değildi. İçindeki liderlik potansiyelini keşfetmek için çaba sarfetmesi gerekiyordu.
Liderlik konusunda, en çok tartışılan konulardan birisi, hepimizin belki de sıkça duyduğu gibi, liderlik ile yöneticilik arasındaki farktır. Elbette benzerlikleri ve örtüştükleri bir çok alan vardır.
Ancak, işletme yönetim kitaplarında okutulduğu gibi, bir kişi yönetici olmadan lider olabilir (örneğin, şirket içinde gayri resmi olarak -informal management-sözünü geçiren kişiler). Liderlik becerileri olmayan yöneticilerle de, iş hayatında çoğumuz karşılaşmışızdır. Nitekim, “yönetici” unvanına sahip bazı kişilerin hiç astı da olmayabilir. (örneğin muhasebe müdürü).
Esasen yönetmek ve liderlik etmenin eşdeğer olmadığını hemen hemen herkes kabul etmektedir, ancak hangi noktalarda örtüşmektedirler. İşte bu konuda farklı görüşler ileri sürülmektedir.
90’lı yıllarda yapılan araştırmalara göre, planlama, bütçe yapma, organizasyon-İK, kontrol ve problem çözme gibi yetenekler, yöneticiliğe atfedilirken; kişileri motive etme, aynı hedefler doğrultusunda hizalayabilme yeteneği ise liderlikle eşleştirilmektedir.
Yazımızın bu bölümünü, bir dönemin en büyük cep telefonu şirketi olan Nokia’nın, pazar liderliğini, “şirket içinde başarısız yöneticilik veya eksik liderlikten mi kaynaklandı” sorusunu yönelterek bitirelim. Çünkü, Nokia’nın pazarı kaptırdığı Apple’ı yaratan Steve Jobs, bütün dünyada, “liderliği” tartışmasız kabul edilmiş bir CEO’uydu.
Bir ikinci soru da, liderler insanları etkileyen ve takipçileri olan yetenekler olduğuna göre, İnstagram da milyonlarca takipçisi olan şarkıcılar hangi kategoriye girmektedir. Rakamlara bakınca insanın kafası karışmıyor değil.
The Top 20 Most Follwed Sngers Globally on Instagram
- Selena Gomez with 427 million.
- Ariana Grande with 378 Million.
- Beyonce with 318 Million.
- Justin Bieber with 292 Milion.
- Taylor Swift with 270 Million.
- Jennifer Lopez with 250 Million.
- Nicki Minaj with 225 Million.
- Miley Cyrus with 213 Million.
Dr. Güler Manisalı Darman
Kurucu, Başkan