BültenMakale

Kurumsal Yönetimin Dönüşen Yüzü: Dijitalleşmenin Etkileri ve Öngörüler – Selçuk Torun

Kurumsal yönetime ilişkin temel unsurlar dediğimiz zaman, şüphesiz akla ilk gelen kavramlar sorumluluk, hesap verebilirlik, şeffaflık, adillik/eşitliktir. Bunun yanında sosyal sorumluluk ve etik değerlere bağlılık, doğru yönetim anlayışının ayrılmaz parçalarıdır. Bilgi asimetrisi ve vekil maliyeti konusu kurumsal yönetim kapsamında çokça tartışılan başlıklardır. (Manisalı Darman, Güler. Kurumsal Yönetimde Şeffaflık ve Hesap Verebilirlik. TÜRMOB.)

Kurumsal yönetim, şirketlerin yönetiminde şeffaflık, hesap verebilirlik ve sürdürülebilirlik kavramlarını merkeze alan bir sistem olarak tanımlanabilir. Her ne kadar farklı kaynaklar ve kurumlar bu kavramı çeşitli biçimlerde açıklasa da özünde, şirketlerin uzun vadeli başarısını sağlamak ve paydaşların haklarını korumak gibi evrensel bir amaca hizmet eder.

Bu kavramın tanımına ilişkin farklı yaklaşımlar, onun çok yönlü doğasını gözler önüne seriyor. Örneğin, OECD, kurumsal yönetimi, şirketlerin nasıl yapılandırılacağını, yönetileceğini ve denetleneceğini tanımlayan bir çerçeve olarak ele alır. 2015 yılında yayımladığı “Kurumsal Yönetim İlkeleri” rehberinde, yönetim kurulu, hissedarlar ve diğer paydaşlar arasındaki hak ve sorumluluk dağılımını açıkça ortaya koyar (OECD Principles of Corporate Governance, 2015).

Benzer şekilde, İngiltere’de Cadbury Komisyonu, bu kavrama farklı bir perspektiften yaklaşır. 1992 yılında yayımlanan ünlü raporunda, kurumsal yönetimin temel amacını, şirket yönetimi ile hissedar çıkarları arasındaki dengeyi kurmak olarak ifade eder. Bu denge, şirketlerin hedeflerine ulaşmasını kolaylaştırırken, yönetim kurulu ve hissedarlar arasındaki ilişkileri de düzenler (Cadbury Report, UK, 1992).

Daha küresel bir bakış açısı sunan Uluslararası Finans Kurumu (IFC) ise kurumsal yönetimi, etik ve sürdürülebilirlik standartlarını ön planda tutan bir sistem olarak tanımlar. IFC’ye göre, şirketlerin performansını artırmak, sadece kâr hedeflerine ulaşmakla sınırlı değildir; aynı zamanda uzun vadeli başarı için güçlü bir yönetim çerçevesi oluşturmak gerekir (IFC Corporate Governance Manual, 2020).

Bankacılık sektörüne özel bir vurgu yapan Basel Komitesi, kurumsal yönetimin risk yönetimi ile nasıl iç içe geçtiğini ortaya koyar. 2015 tarihli çalışmalarında, bankaların stratejik hedeflerine ulaşırken risklerin etkin bir şekilde yönetilmesini sağlayan bir sistem olarak kurumsal yönetime dikkat çeker (Basel Committee on Banking Supervision, 2015). Bu perspektif, finans sektörü gibi yüksek riskli endüstrilerde sistemin önemini bir kez daha vurgular.

Türkiye’de ise Türk Ticaret Kanunu, kurumsal yönetimi dört temel ilke üzerinden tanımlar: şeffaflık, hesap verebilirlik, adillik ve sorumluluk. Kanun, şirketlerin bu ilkeler doğrultusunda yönetilmesini, yalnızca yasal bir zorunluluk değil, aynı zamanda paydaşların haklarını korumanın da bir aracı olarak görür (Türk Ticaret Kanunu, Madde 1529).

Bu farklı tanımlar, kurumsal yönetimin evrensel ve aynı zamanda yerel dinamiklere uyarlanabilir bir kavram olduğunu gösterir. Şirketlerin yalnızca kârlılığı değil, sürdürülebilirliği ve etik değerleri de gözetmesi gerektiği günümüzde, kurumsal yönetim ilkeleri, modern iş dünyasının vazgeçilmez rehberi olarak karşımıza çıkıyor.

Son gelişmeler göstermiştir ki, herkes için uygun tek tip kurumsal yönetim modeli bulunmamaktadır(Manisalı Darman, Güler. Küresel Ekonimilerde Kurumsal Yönetim Anlayışı ve Türkiye. ICC.) Dijitalleşme ise bu prensipleri yeni araçlarla destekleyerek işletmelerin daha hızlı, güvenilir ve yenilikçi bir yapıya ulaşmasını sağlar. Makalemizde, dijitalleşmenin kurumsal yönetim üzerindeki etkilerini kapsamlı bir şekilde ele almaya ve geleceğe dair öngörüleri tartışmaya çalışacağız.

1. Kurumsal Yönetimde Dijitalleşmenin Rolü

Dijitalleşme, kurumsal yönetim süreçlerine hem hız hem de derinlik kazandırarak, uygulanabilirliğini kolaylaştırmakta ve şirketlere yeni değerler katmaktadır. Veri yönetimi ve karar alma süreçlerinde sağladığı yenilikler, yönetim kurullarının stratejik bakış açısını genişletirken, şirketlerin çevik ve etkin bir şekilde yönetilmesine olanak tanımaktadır. Bu doğrultuda, kurumsal yönetimi destekleyen öne çıkan teknolojiler şunlardır:

– Büyük Veri ve Analitik: Karar alma süreçlerinde büyük verinin işlenmesi, yönetim kurullarına hem iç hem dış ortam hakkında detaylı içgörüler sunar (OECD, 2021).

– Blok Zinciri Teknolojisi: Şeffaflık ve güvenilirliği artırarak, finansal işlemlerde ve oylama süreçlerinde etkinlik sağlar.

– Uzaktan Toplantı Sistemleri: Sanal toplantılar, karar alma süreçlerinde erişim sorunlarını ortadan kaldırır ve katılımı artırır.

Bu araçlar, yalnızca karar süreçlerini hızlandırmakla kalmaz, aynı zamanda paydaş katılımını artırarak daha kapsayıcı bir yönetişim modeline geçişi destekler.

 

2. Dijital Liderlik ve Yönetim Kurulları

Dijitalleşme süreci, yönetim kurullarını liderlik yaklaşımlarını güncellemeye ve bu dönüşüme uygun hale getirmeye teşvik etmektedir. Dijital liderlik, dönüşümcü liderlik tarzının modern bir yansımasıdır ve şu temel özelliklerle öne çıkar:

– Vizyon Sahipliği: Dijital liderler, teknolojiyi stratejik bir araç olarak kullanarak uzun vadeli bir vizyon geliştirir (Özmen vd., 2020).

– Esneklik: Çevresel değişimlere hızlı adapte olabilme ve organizasyonu değişime hazırlama becerisi.

– Çalışan Katılımı: Dijital liderler, yalnızca teknolojiyi değil, aynı zamanda insan odaklı bir yaklaşımı benimser. Çalışanlara dijital okuryazarlık kazandırmak, liderliğin önemli bir parçasıdır.

Örnek olarak, Amazon’un CEO’su Andy Jassy, dijital dönüşüm sürecinde liderliğin inovasyon odaklı olması gerektiğini belirtmektedir. Amazon’un bulut bilişim alanındaki öncülüğü, bu yaklaşımın başarılı bir örneğidir (Nalbantoğlu, 2021).

3. İş Süreçlerinin Dijitalleşmesi

Yönetim kurulunun stratejik ve operasyonel etkinliğini artıran dijital araçlar, süreçlerin hızlanmasını, şeffaflığın artmasını ve karar alma mekanizmalarının güçlenmesini sağlamaktadır.

Dijitalleşme, iş süreçlerini yalnızca hızlandırmakla kalmaz, aynı zamanda daha verimli ve ölçülebilir hale getirir. İş süreçlerinin dijitalleştirilmesinde dikkate alınması gereken noktalar şunlardır:

– Üretim Süreçleri: Otomasyon sistemleri ve robotik teknolojiler, üretimde insan hatasını minimize ederek maliyet avantajı sağlar. Endüstri 4.0 teknolojileri, bu dönüşümün temel taşıdır.

– Müşteri İlişkileri: Yapay zeka tabanlı müşteri hizmetleri çözümleri, kişiselleştirilmiş deneyim sunarak müşteri sadakatini artırır.

– Tedarik Zinciri Yönetimi: Dijitalleşme, tedarik zincirinin izlenebilirliğini artırarak stok yönetimini ve lojistik süreçlerini optimize eder.

-Toplantı Yönetimi: Teams, Zoom gibi dijital platformlar, yüz yüze toplantıların yerine geçerek coğrafi engelleri ortadan kaldırır ve zaman yönetimini kolaylaştırır. Yönetim kurulu üyeleri, farklı lokasyonlardan bile toplantılara katılarak karar süreçlerini hızlandırabilir.

-Elektronik İmza ve Belgeler: Elektronik imza uygulamaları, yönetim kurulu kararlarının hızla onaylanmasını sağlar ve fiziksel belge akışını azaltır. Bu, aynı zamanda güvenliği ve izlenebilirliği artırır.

-Genel Kurul Toplantıları: Elektronik ortamda genel kurul toplantılarının yapılabilmesi, hissedarların karar alma süreçlerine daha kolay ve hızlı katılımını mümkün kılar. Bu, özellikle geniş tabanlı şirketlerde etkinlik ve katılım açısından önemli bir avantajdır.

-Veri Odaklı Kararlar: Dijital araçlar, yönetim kurulu üyelerine gerçek zamanlı veri ve analiz sunarak stratejik karar alma süreçlerini destekler. Bu, iş süreçlerinin performansının ölçülmesi ve iyileştirilmesine yönelik içgörüler sağlar.

Birçok şirket, dijital araçları süreçlerine entegre ederek rekabet avantajı sağlamaktadır. Örneğin, Zara, hızlı moda sektöründeki başarısını gerçek zamanlı veri analizi ve tedarik zinciri yönetimine borçludur (Nalbantoğlu, 2021).

4. Riskler ve Etik Sorunlar

Diğer taraftan, Dijitalleşme ile birlikte gelen fırsatlar, riskleri ve etik sorunları da beraberinde getirmektedir:

– Siber Güvenlik: Yönetim kurulları, veri güvenliğini sağlamak için proaktif önlemler almalıdır. Örneğin, Equifax (Dünya’nın en büyük kredi raporlama hizmeti veren ABD firması) veri ihlali olayı, güvenlik açıklarının itibar üzerindeki yıkıcı etkisini göstermiştir.

– Çalışan Hakları: Dijitalleşmenin iş gücü üzerindeki etkileri, işten çıkarmalar ve otomasyonun işçi haklarına olan etkileri açısından dikkatle ele alınmalıdır (OECD, 2021).

– Şeffaflık ve Mahremiyet: Blok zinciri gibi teknolojiler, şeffaflığı artırırken, bireysel mahremiyetin korunması adına yeni düzenlemelere ihtiyaç duyar.

 

5. Gelecek Perspektifi

Dijitalleşme, işletmelerin hem iç hem de dış dinamiklerini yeniden yapılandırmasını gerektiren bir süreçtir. Gelecek perspektifinden şu konulara dikkat edilmesi gerekmektedir:

– Hibrit Çalışma Modelleri: COVID-19 sonrası dönemde işletmeler, uzaktan ve ofis tabanlı çalışmayı birleştiren hibrit modelleri benimsemektedir.

– Yapay Zeka ve Makine Öğrenimi: Bu teknolojiler, karar alma süreçlerinde öngörü kabiliyetini artırarak stratejik avantaj sağlar.

– Yeni İş Modelleri: Paylaşım ekonomisi, dijital platformların artmasıyla birlikte daha yaygın hale gelmiştir. Airbnb ve Uber gibi şirketler, bu modelin öncülerindendir.

Dijitalleşme, işletmelerin sadece bugünkü ihtiyaçlarını karşılamakla kalmaz, aynı zamanda geleceğin iş dünyasına hazırlanmalarına olanak tanır (Kalkınma Bakanlığı, 2018).

Sonuç

Kurumsal yönetim, dijitalleşme sayesinde daha kapsayıcı, verimli ve şeffaf hale gelmiştir. Ancak bu dönüşüm, yalnızca teknolojik araçların entegrasyonu ile sınırlı kalmamalıdır. Gerçek başarının sağlanabilmesi için liderlik, kurumsal kültür ve strateji değişimi ile desteklenmesi zorunludur. Bununla birlikte, dijitalleşme süreçleri her zaman başarı getirmemekte, hatta bazen ciddi riskler ve yıkımlarla sonuçlanabilmektedir.

Birçok şirket, dijitalleşme yatırımlarını gerçekleştirirken yeterince detaylı fizibilite çalışmaları yapmamakta, ihtiyaç analizlerini eksik bırakmaktadır. Bu da kullanılan kaynakların israf edilmesine ve hatta şirketlerin finansal olarak zarar görmesine yol açmaktadır. Örneğin, büyük bir perakende zincirinin, müşteri davranışlarını analiz etmek için geliştirdiği pahalı bir yapay zeka sisteminin, yanlış veri modellemeleri nedeniyle hem müşteri memnuniyetini düşürmesi hem de operasyonel maliyetleri artırması, dijitalleşmenin yanlış yönlendirilmesinin yol açabileceği tehlikeleri gözler önüne sermektedir.

Dijitalleşme faaliyetlerinin başarısızlığa uğramasında, sadece teknoloji seçimindeki hatalar değil, aynı zamanda insan kaynağı yönetimi, eğitim eksiklikleri ve süreçlerin dijital altyapıya uygun olmaması gibi faktörler de büyük rol oynamaktadır. Örneğin, uluslararası bir lojistik firmasının, tüm operasyonlarını dijital bir platforma taşırken çalışanlarına yeterli eğitim vermemesi ve süreçlerin dijital altyapıya uygun tasarlanmaması nedeniyle, sevkiyatlarda ciddi gecikmeler yaşanmış ve bu durum müşteri güven kaybına sebep olmuştur.

Bu nedenle, kurumsal yönetim kapsamında dijitalleşme adımları atılmadan önce, şirket içi ihtiyaçların çok iyi belirlenmesi, doğru fizibilite çalışmaları yapılması ve süreçlerin titizlikle planlanması gerekmektedir. Aksi halde, dijitalleşme bir fırsattan çok, ciddi bir risk unsuru haline gelebilir ve yıkıcı sonuçlar doğurabilir. Liderlik ekibi, yalnızca teknoloji yatırımlarını değil, aynı zamanda bu yatırımların uzun vadeli getirilerini ve organizasyonel etkilerini de dikkate almalıdır. Dijitalleşmenin sürdürülebilir bir şekilde benimsenmesi, yalnızca rekabet avantajını korumak için değil, aynı zamanda işletmenin bütünlüğünü ve sürekliliğini sağlamak için kritik bir gerekliliktir.

Kaynakça

1. Manisalı Darman, Güler. *Kurumsal Yönetimde Şeffaflık ve Hesap Verebilirlik*. TÜRMOB.

2. OECD. (2015). Principles of Corporate Governance. Organisation for Economic Co-operation and Development (OECD).

3. Cadbury Committee. (1992). Report of the Committee on the Financial Aspects of Corporate Governance. UK.

4. International Finance Corporation (IFC). (2020). Corporate Governance Manual. International Finance Corporation.

5. Basel Committee on Banking Supervision. (2015). Corporate Governance Principles for Banks. Basel Committee on Banking Supervision.

6. Türk Ticaret Kanunu. (2011). Türk Ticaret Kanunu, Madde 1529. Türkiye Cumhuriyeti.

7. Manisalı Darman, Güler. *Küresel Ekonimilerde Kurumsal Yönetim Anlayışı ve Türkiye*. ICC.

8. Nalbantoğlu, B. (2021). *Dijital Dönüşümün Örgüt Kültürü Üzerine Yansımaları*. İstanbul Kent Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Dergisi.

9. TKYD. (2024). *Dijitalleşmenin Kurumsal Yönetim Üzerindeki Etkileri*.

10. Özmen vd. (2020). *Dijital Liderlik ve Dönüşümcü Liderlik Arasındaki Farklılıklar*. Aksaray Üniversitesi Açık Erişim Platformu.

11. OECD. (2021). *Dijital Güvenlik Riskleri ve Kurumsal Yönetim İlkeleri*.

Selçuk Torun

Yönetim Bilişim Sistemleri Kıdemli Uzmanı

Share:

Leave a reply