- Dr. GÜLER MANİSALI DARMAN
- Av. BAHADIR ZEYBEL
Günümüzde ekonominin en önemli yapı taşlarından birisinin aile işletmeleri olduğu bir gerçektir. Ne var ki birçok aile şirketi kendisini gelecek kuşaklara aktaramadan tarih sahnesinden silinip gitmektedir. Buna neden olan en önemli sebeplerden biri de aile şirketlerinin hem bugününü hem de geleceğini temellendiren doğru, akılcı bir felsefeye ve politikaya sahip olmamasıdır. Aile şirketleri konusunda dünyada sayılı uzmanlar arasında sayılan John Ward, şirketlerinde büyük öneme sahip olan düşünme biçimlerini ve politikaları şu şekilde derlemiştir:
Aile Şirketlerinde Beş Önemli Felsefe
1. Değişime ve meydan okumaya saygı duyulmalıdır
Başarılı aile şirketleri, aileyi iş ile birleştirmenin zorluğuna büyük saygı duyar. Bir sonraki nesle geçme ihtimalinin kendi lehlerine olmadığını anlarlar. Bunun bir sonucu olarak, halefiyeti yönetme işini çok ciddiye alırlar ve bunun için büyük çaba harcarlar. Başka bir deyişle, uzun süreli başarılı aile şirketleri, yaşadıkları zorlukları bir sorun olarak değil, bir fırsat olarak görürler. Denize saygı duymak gibi. Gerçekten de değişime saygı duymak denize saygı duymak gibidir. İçinde boğulabilirsiniz ya da akıntıya kapılıp sürüklenip gidebilirsiniz. Veyahut da, yüzebilir, dümene geçip dünyanın her tarafına açılabilirsiniz. Geleneksel kalıplar içine hapsolan aile şirketleri başarılı olamazlar. Bu nedenle de birçok aile şirketinde nesiller arasındaki geçişte değişim konusunda sıkıntı yaşanır.
2. Aile şirketlerine ilişkin unsurlar ortaktır ve tahmin edilebilinir. Farklı olan bunların algılanış biçimidir
Aile şirketleri ister Amerika’da, ister Afrika’da, ister Asya’da isterse Avrupa’da olsun; veya ister Hristiyan, ister Müslüman isterse Budist olsun; veyahut ister üretim, ister ticaret ister turizm isterse inşaat işinde olsun sorunlar hep aynıdır, ancak algılanış biçimleri farklıdır. Örneğin değişime olan rezistanla dünyanın her tarafında karşılaşılabilir. Ancak akıllı aileler, ailedeki görüş farklılıklarını telafi edilemez kişilik bozukluğu olarak değil, tartışılabilir, meşru bakış açısı olarak değerlendirirler.
3. İletişim olmazsa olmazlar arasındadır
Uzun bir başarı geçmişine sahip aile şirketleri, iletişim konusunda çok çalışan ailelerdir. Aile şirketi olarak devam etme yeteneklerini kaybeden bir zamanlar başarılı olan bazı aile şirketleri, bunu yeterli bir iletişime bağlıyor.
İş sahibi başarılı aileler, iletişimi sağlayabilmek için bir takım sistemler, yapılar oluştururlar ve bu şekilde işin içinde olan/ (olmayan) aile fertlerinin görüşlerini, duygularını, fikirlerini açıklayabilmeleri için ortam sağlarlar. Dolayısıyla değişim ve gelişim konusunda ortaya çıkan farklı görüşlerin en iyi çözümü iletişimdir.
4. Devamlılık için planlama şarttır
Bir aile şirketinde planlama, diğer herhangi bir iş türündeki planlamadan daha karmaşıktır. Bununla birlikte, en başarılı aile işletmeleri bu sorunu istekli bir biçimde ele alır ve akıllıca üstesinden gelir. Bu şirketler sürekli başarı için bunun gerekli olduğunu bilir.
Bu bağlamda, aile şirketlerinin devamlılığı sağlayabilmek için dört farklı düzeyde planlama yapmaları önemlidir. Bunlar;
- İşle ilgili stratejik planlar
- Aile işletmesinde liderlik ve kariyer planlaması ile ilgili planlar
- Aile üyelerin şahsi servetleri (kişisel gelirleri) ile ilgili planlar
- Ailenin devamlılığın sağlanması ile ilgili planlar
Bazen işle ilgili stratejik planlar, ailenin devamlılığı ile ilgili planlar ile çelişiyormuş gibi görünse de, unutulmamalıdır ki aile işletmeleri gücünü ailenin ortaklaşa yarattığı enerjiden ve bağlılıktan alır.
5. Bağlılık ve sorumluluk önemlidir
Aile işletmelerinde en temel unsur, aile işine, ailenin amaçlarına, ailenin geleceği ile ilgili yapılan planlara bağlılıktır. Aile işletmeleri çocuklar ve torunlar için ayakta kalır. Bağlılığın sağlanması ve sorumluluğun verilmesi konusunda kurucular tarafından sıkça yapılan hata, “Burası ileride sizin olacak” söyleminin kurucular hayatta iken sadece lafta kalmasıdır. Hem şirkette çalışan hem de belli bir yaşa gelmiş ikinci veya üçüncü kuşaklara, zamanında doğru oranlarda hisse devrinin yapılmaması veyahut da yapılsa dahi, devredilen hissenin gereği olşan kar payının doğrudan verilmemesi, çoğu zaman bu kuşaklarda “ne için çalışıyorum” kaygısını yaratmaktadır. Bu konuda yapılan bir yanlış uygulama da, kurucuların takip eden kuşaklara, “ihtiyacın olan parayı şirket sana veriyor zaten” yaklaşımıdır. Bu yaklaşım çoğu zaman yeni kuşaklar açısından incitici bir davranış olarak algılanmaktadır.
Hepimiz biliyoruz ki, sorumluluk yetki ile beraber işler. Hiç bir konuda yetki verilmemesi veya yetkilerin doğru düzenlenmemiş olması kaos yaratır; bu konu da, aile şirketlerinde genç kuşakların sorumluluk üstlenmelerinin önündeki en büyük engellerden birisidir.
Aile Şirketlerinde Dört Önemli Politika
Bu dört politika, aile şirketlerinin temel ikilemini ele alır: Güçlü ve sağlıklı olmak için ailenin ihtiyaç duyduğu şeyler, genellikle işletmenin büyümesi ve gelişmesi için ihtiyaç duyduğu şeylerle çelişir. Bu dilemmayı çözebilmek için gerekli olan dört politika ise şunlardır:
1.Politikalar gereksinimler duyulmadan hazırlanmalıdır
Akıllı aile işletmeleri, bir takım çatışma veya sürtüşme yaratacak sorunların ortaya çıkacağının farkındadır. Onlar sorar; “Bu ya da şu sorun ortaya çıktığında, bunlarla nasıl başa çıkacağız?” Bu soruya, politikalara fiilen ihtiyaç duyulmadan önce politikalar oluşturarak cevap verirler.
Örneğin, ikinci kuşak iş hayatına atılmaya hazır olmadan çok önce, birinci kuşak, işe katılmak ve yükselmek isteyen aile üyelerinin gereksinimlerini ortaya koyan bir istihdam politikası geliştirir ve kağıda döker.
Politikaları ihtiyaç duyulmadan oluşturmanın güzelliği, sorunlara kişisel ve duygusal hale gelmeden önce dikkat edilmesidir. Bu nedenle sorunlar daha rahat ve akılcı bir şekilde ele alınabilirler. Bu şekilde, zamanı gelince alınan önlemler kişisel olmaktan çıkar, politika gereği düzenlenmiş olur.
2. Amacın Anlamı
Kalıcı olmayı başarabilen aile şirketleri, ikinci politika olan “Amacın Anlamın”nı tanımlama üzerine de çok çalışırlar. Örneğin; “Bunu neden yapıyoruz? Neden bu kadar çok çalışıyoruz? Neden politikalar geliştirmek için zaman harcıyoruz?” gibi sorular sormayı ihmal etmezler. Gerçekten de ailelerin neden politikalar üzerine tartışmalarla uğraşmaya istekli olduklarını anlamaları gerekir.
Öte yandan, amaç duygusu her aile için farklı olacaktır. Bazı aileler sadece topluma hizmet etmek ister, bazı aileler için değer yargılarının gelecek kuşaklara aktarılması önemlidir. Amacın anlamının bütün aile fertleri tarafından anlaşılması, aile işletmelerinin zor zamanlarda zorlukların üstesinden gelmelerini kolaylaştırır.
3. Süreç – Sorunları çözmek için düşünme, bir araya gelme ve tartışma
İşletme sahibi aileler, önceden hangi politikalara ihtiyaç duyacaklarını her zaman kestiremeyebilirler. Bazen sürpriz sorunlarla karşılaşabilirler. Bu durumda ailenin bir araya gelip, iyi bir iletişimle, tartışarak, herkesin kazanabileceği çözümler üretebilmesi gerekir; bu da ailenin iyi bir süreç yönetimi yapabildiğini gösterir.
4. İyi bir ebeveyn olmak
Asla hafife alamayacağımız şeylerden biri de, iyi ebeveynliğin bir aile şirketinin geleceğini ne kadar etkilediğidir. Sonuçta, gelecek nesille ilgili değilse, bir aile şirketi neyle ilgilidir?
Aile işletmelerinin ana amacının gelecek nesillere iş yaratmak olduğu bir gerçektir. Ancak buradaki çelişki bazen aile büyükleri işe o kadar çok odaklanırlar ki, ebeveyn olarak da sorumlulukları olduğunu unuturlar. Özellikle ikinci nesil, kurucu babanın kendilerinden olan beklentisini karşılayabilmek için bazen evlerini ihmal edebilmektedirler. Oysa unutmamak gerekir ki ebeveynler rol modellerdir.
Yukarıda değindiğimiz felsefe ve politikalar aile-şirket anayasalarının yapı taşlarını oluşturur. Ancak unutmamak gerekir ki, bu yapı taşlarının kurumsal yönetim açısından şirket genelinde ve aile özelinde uygulaması olmazsa bu metinler maalesef güzel hazırlanmış bir “el kitabı” olarak kalır.
Kaynak.: Ward, JL (2004). Ailen. Palgrave Macmillan