Makale

Hayat Boyu Öğrenmenin Toplumsal Yaşam Üzerindeki Etkileri

Hayat boyu öğrenme ülkemizde günlük hayatımızda sık sık karşılaştığımız kavramlardan değildi fakat artık günümüz dünyasında ister istemez hayatımıza soktuğumuz ve pek çoğumuzun da onayını alan bir olguya dönüşmüştür.

 Peki, Nedir hayat boyu öğrenme?

        ‘’Hayat boyu öğrenmenin başlangıcını 1919 yılında İngiltere’de silahlı kuvvetler ve kritik sanayilerde görev alan yetişkinlerin hızla, yeniden eğitimi ihtiyacının bir sonucu olarak “Dünya Yetişkin Eğitimi Derneği”nin kurulmasına ve bu derneğin 1929 yılında İngiltere-Cambridge’de “Dünya Konferansı” adını taşıyan toplantısına kadar götürmek mümkündür.’’(*)

Günümüz eğitim sistemi, öğrenme sonucunda bireylerde davranış değişikliği oluşturma gibi bir hedef gütmez; ancak öğrenmenin doğasında, bireylerde öğrenme sonrasında kalıcı bir davranış değişikliği yaratmak vardır. Teknoloji çağında olmamız ve her şeyin çok hızlı değiştiği ve geliştiği zamanlardan geçmemizden de kaynaklı küreselleşmenin de bir sonucu olarak, bireylerin eğitim ihtiyacı da aynı hızla artmaktadır. Bu durum insan merkezli bir eğitim modeli ihtiyacı doğurmaktadır. Öğrenmenin geniş bir yelpazesi olmalı ve belli kalıplar arasına sıkıştırılmaması gerekmektedir.

Eğitim, toplumların bilinçlenmesi, bireylerin topluma kazandırılması için olmazsa olmazımızdır. Fakat çok sayıda öğrencinin eğitim alabilmesi için oluşturulan günümüz eğitim sistemleri, bireylerin ve hatta toplumun ihtiyacı olan bilgi, beceri ve yetkinlikleri kazandırmakta zorlanmaktadır. Yani eğitim sistemi bireylere mesleki, teknik ya da bireysel ihtiyaçlarımızı karşılamamız için gerekli olan yetkinlikleri kazandırmak için eksik kalmaktadır. Yalnızca teorik bilgilerle donatılıp mezun edildiğimiz eğitim sisteminin bize kattığı belli başlı yetkinlikler varken; ihtiyacımız olan beceri ve yetkinlikleri kazanmamızı sağlayan yeni eğitim kavramlarına ihtiyacımız olduğu gerçeği ile karşı karşıyayız.

Hayat boyu öğrenme; şimdilerde yalnızca ülke bazlı değil neredeyse tüm Dünyanın yoğun ilgi gösterdiği bir kavram olmaya başladı. Hayat boyu öğrenme, isminden de anlaşılacağı üzere bireylerin doğumundan ölümüne kadar öğrenme faaliyetlerini kapsayan bir kavramdır. Hayat boyu öğrenme sanayi devriminin etkisiyle gelişen eğitim sistemlerinin yetersizliğinden kaynaklı ortaya atılmış ve sadece örgün ya da yaygın eğitim olarak bakamayacağımız kadar geniş kapsamlı bir öğrenmeyi içine alır. Bu geniş kapsamından kaynaklı olarak bireylerin eğitim durumları, yaşları, cinsiyetleri gibi hiçbir faktörden etkilenmeden öğrenmelerini hayat boyu sürdürebileceklerini destekleyen bir kavramdır. Günümüzde hayat boyu öğrenme kavramı Avrupa Birliği’nin üzerine yoğun emek harcadığı bir kavrama dönüşmüştür.

UNESCO’nun ana yüklenici olduğu hayat boyu öğrenme kavramını Avrupa Komisyonu da fazlasıyla desteklemiştir. Bu bağlamda 2000 yılında hayat boyu öğrenme hakkında bir muhtıra yayınlayan Avrupa Komisyonunun verdiği mesaj şu şekildedir;

  • Herkes için yeni temel beceriler,
  • İnsana daha fazla yatırım
  • Öğretme ve öğrenmede yenilik
  • Öğrenmeye değer verilmesi
  • Rehberlik ve danışmanlığın yeniden değerlendirilmesi
  • Öğrenmenin eve daha yakın hale getirilmesi

Tüm bunlardan anlıyoruz ki aslında hayat boyu öğrenmenin amaçları arasında kişilere beceriler kazandırmak, bireylerin istihdam edilmesini kolaylaştırmak ve girişimcilik becerilerini artırmak vardır. Yani aslında bireylerin ihtiyaçları doğrultusunda, bireylerin önlerine çıkan fırsatları değerlendirmesine yardımcı olacak bir kavramdır. Peki, mevcut eğitim sisteminin yetersizliğinden kaynaklı ortaya çıkan hayat boyu öğrenme kavramına günümüzde Türkiye’de biz nasıl bakıyoruz? Mesleki yetkinliklerin, bireysel becerilerin, sorun çözme, iletişim kurabilme, ekip çalışması yapabilme gibi yetkinliklerin gitgide önemi kaybettiği ülkemiz eğitim sisteminde hayat boyu öğrenmeye verdiğimiz değer ne kadardır?

Hayat boyu öğrenmeyi sadece bireylerin boş zamanlarını doldurmak için gidilen kurslar faaliyetler gibi görmemeliyiz. Bunun bireylere ve topluma olan faydasını görmezden gelmemeliyiz. Hayat boyu öğrenme sonucunda bireylerin ekonomide üreten konuma geçecektir, iletişim kurma problem çözebilme gibi yetkinlikler kazanacaktır.  Bireylere, daha geniş çerçeveden bakabilme becerileri kazandıracaktır. Bu durum hem bireylerin kendileri ve sosyal yaşamları için atacağı bir adımken hem de istihdam edilmelerini hızlandıracağı için ekonomik özgürlük kazanmalarına da yararlı olacaktır. İşte tüm bu sebeplerden kaynaklı hayat boyu öğrenme kişilerin ve toplumun sağlığı, bütçesi ve sosyal hayatı için önemlidir.

Kaynakça

  1. A. (n.d.). Kavram Olarak Hayat Boyu Öğrenme ve Hayat Boyu Öğrenmenin Avrupa Birliği Serüveni . Dergi Park, 64, 23-48.

(*) Mustafa Aksoy (Kavram Olarak Hayat Boyu Öğrenme ve Hayat Boyu Öğrenmenin Avrupa Birliği Serüveni)

Share:

Leave a reply