2020’yi ardımızda bırakırken, sanırım, 7’sinden 70’şine hepimizin beyninde nakşeden 3 kelime, “maske, mesafe ve hijyen” oldu. Bütün dünya 2021 için tek bir hayale kitlendi, o da mucizevi beklentiler içine girdiğimiz “aşı” oldu.
İnsanoğlu asırlar boyu hep böyle olmuş, çareyi kendi içinde aramak yerine, dışarıdan destek beklemiş.
Ülkeler de öyle, şirketler de…
Son dönemde okuduğum en ilginç kitaplardan bir tanesi, ODTÜ Yayıncılık’tan çıkan Antonio Damasio’nun Spinoza’yı ararken kitabı. Damasio diyor ki; “gerçekten hissettiğimiz ile beynin akıllıca müdahalesi olmadan hissedeceklerimiz aynı değildir. Beynin müdahalesi morfin etkisi yapar”. Örneğin zaman zaman duyarız, sanatçılar, çok hasta olmalarına rağmen sahneye çıkarlar veya büyük bir keder yaşamalarına rağmen dışarıya yansıtmazlar.
Antonio Damasio dünya çapında bir nöroloji ve psikoloji profesörü, Baruch Spinoza, da 17. yüzyıl felsefesinin en önde gelen rasyonalistlerinden Hollanda’lı bir filozof. Aydınlanmanın erken dönem düşünürlerinden olan Spinoza, evren ve kişi hakkında modern görüşler ortaya sürerek öncü olmuş. Bu tür kitaplar, kaç yaşında olursanız olun, hayatı başka bir pencereden görmenize yardımcı oluyor. Sözün özü şu; her neyi yaparsanız yapın aklınızı kullanın, kendinize güvenin.
ODTÜ’lü olmaktan her zaman gurur duydum. Son iki yıldır devr aldığım ODTÜ Yayıncılık Yönetim Kurulu Başkanlığını da böyle bir sorumluluk bilinci ile yürütmeye çalışıyorum. Değerli kitapları ülkemize kazandırmaya çabalıyoruz.
Biz de CGS Center olarak 2020’de, kendimize güvendik, ekip olarak birbirimize kenetlendik. Tüm toplum için olduğu gibi, bizim için de kolay olmadı. İçimizde pandemiden nasibini alanlar da oldu, yorulduğumuz anlar da oldu, ama pes etmedik.
Bu vesileyle büyük bir özveri ile çalışan önce ekibimize sonra da bizimle birlikte büyük bir azimle yol alan şirketlerimize teşekkür etmek istiyorum.
CGS Center, tüm zorluklara rağmen 2020 yılını neredeyse yüzde 80 büyüme ile kapadı. Bu başarının ardında ekibimizin ve şirketlerimizin payı büyük. Bilgisayar ekranlarının ardından da olsa, evden de olsa her koşulda çalışmaya devam ettik. Oteller kapalı mıydı, Denizli’deki şirketlerimiz, Eymer, Emir ve Askon birleştiler ev tuttular, “Siz yeter ki gelin hocam” dediler. Kıbrıs’a gidemedik mi, internet altyapılarındaki tüm zorluklara rağmen Akay Optik ailesi kenetlendi, öğrenmeye, anlamaya ve yapmaya çalıştılar.
Samsun’a İstanbul’a gidemedik, Pelin Triko sahipleri Kapıcıoğlu ve Arabacı aileleri, ailecek ekran başına kilitlendiler. Zor işleri başaran İstanbul şirketimiz Hareket Ağır Taşımacılık, kendi mücadelesinin yanında, bizi de korumaya olağanüstü çaba harcadı.
Konya’nın önde gelen şirketlerinden Kayahan Hidrolik’in sahipleri, değerli dostum, Sevda hanımın 90 yaşın üzerindeki babası, tüm pandemi riskine rağmen; “hocam muhakkak görüşelim” dedi.
Türkiye’nin gurur kaynağı üretimler yapan AKO Grup (Petlas grubu) ikinci kuşakları ile kenetlendik, kurucu babalar ile değişim yolunda, inançla, birlikte yürüdük.
Ülkemiz ekonomisinin her yapı taşında parmak izi olan Cengiz Holding’in bütün ikinci kuşakları ve kurucu babalar ile bu büyük yapının sürdürülebilirliğinde birlikte kafa yorduk.
Yeni dostlara yeni sözler verdik. Tarsus’un büyük gruplarından Aydoğan’lara; “söz, Ocak’ın ilk ışıklarında geleceğiz” dedik. Bazılarına, pandemi süreci sonrası onları bırakmayacağımıza söz verdik.
Eski dostlarımızı unutmadık, 2021’de ne yapıp ne edeceğiz, ama gene birlikte olacağız dedik.
Bütün bu koşuşturma içinde ben ne mi yaptım. Tüm zorluklara rağmen her ay 20-25 gün seyahat etmeye devam ettim. Üniveristelerde derslerimi verdim. Webinarlar taleplerine hayır demedim. Sanırım, Damasio ve Spinoza’nın dediği gibi, aklımın erdiğince, elimden geldiğince kendimi korumaya da gayret ettim. Buna her gittiğim yerde, “pandemiye şifa olur” denilen hiçbir çayı içmeyi redetmemek de dahil…
Gücümü ekibimden ve şirketlerimizdeki dostlarımızdan aldım. Bu konuda ne kadar şanslı olduğumu hiç aklımdan çıkarmadım. Kitapta diyor ki; iki duygu vardır, acı ve haz. Acı dengesizlik hali; haz ise uygun psikolojik koordinasyon ve hayati işlemlerin pürüzsüzce işlemesi imiş. Conatus da, kendimizi koruma eğilimi imiş.
Damasio’nun ifadesi ile, “gelecek miyopuna” savrulmamaya gayret ettim. Her zaman olduğu gibi şirketlerimizdeki dostlarımız ile birlikte olup, ekibimle birlikte katkı sağlayabilmenin hazzını tercih ettim.
2021’ e belki biraz yorgun ama bir o kadar da umutla girdik…Siz de öyle yapın, çevrenizle kenetlenmenin hazzını tercih edin, gücünüzü kendinizden alın…
Dr. Güler Manisalı Darman
CGS Center Başkanı