Gücünü ve ivmesini teknolojik gelişim ve değişimlerden alan ve ülkeler arasındaki fiziki sınırları önemsizleştiren küreselleşme, gerek ekonomik faaliyetlerin gerekse işletmelerin küreselleşmesine yol açmıştır. Bu değişim ve gelişim, küresel işletmelerin sayısını ve uluslararasılık, farklı kesimlerle iç içe geçen bir yoğunluk ve yaygınlık kaynaklı olarak faaliyetlerini karmaşıklaştırarak arttığı gibi bundan etkilenen ve ilgilenen yapı ve karar alıcıların da sayısını, ilgilenme nedenlerini ve nitelik olarak çeşidini arttırmıştır.
Ekonomik katma değer üreten ve faaliyetleri sonucu ekonomik/sosyal çıktılar doğuran işletmelerle farklı nedenlerle yakından ilgilenmek durumunda kalan işletme içi ve işletme dışı paydaş ve çıkar çevreleri (sermayedarlar, çalışanlar, müşteriler, tedarikçiler, kreditörler, yatırımcılar, rakipler, toplum, hükümetler) amaçları doğrultusunda bir takım kararlar almak durumundadırlar. Bozkurt, N. (2012).
Doğru kararların alınabilmesi için faaliyetlerini; adillik, şeffaflık, hesap verebilirlik ve sorumluluk ilkeleri çerçevesinde yürütmesi beklenen işletmelerin iç/dış paydaşları ile ilişkileri, işletme faaliyetleri hakkında kamuoyunun aydınlatılması işlevini gören finansal tablolar ve raporlar vasıtası ile kurulmaktadır. Memiş, M. Ü. (2016) Diğer bir değişle; paydaşlar, yatırımlarını ve kârlılıklarını, finansal raporlarla sunulan finansal bilgiden yararlanarak şekillendirmektedirler.
Doğru ekonomik kararlar için finansal raporlar, paydaşların ihtiyaçlarına uygun, güvenilir, karşılaştırılabilir ve anlaşılabilir olmalıdır (Erol, M., Aslan, M., 2017).
Küreselleşme, finansal bilgi ihtiyacının karşılanması için ortak bir muhasebe dilini ve aynı standartları gerektirdi, bu da UFRS’in uluslararası standartlaşmasına yol açtı (Kocamaz, H., 2012).
Bununla birlikte Enron, Parmalat, Worldcom, Xerox gibi küresel işletmelerde yaşanan muhasebe skandalları, paydaşların finansal raporlara olan güvenini büyük ölçüde zedelemiştir. Muhasebe skandallarının oluşabilmesinde, finansal raporlarda yapılan hataların ve kasıtlı çarpıtmaların önemi büyüktür. Agrawal, A., Chadha, S. (2005).
Atmaca’ya (2012) göre muhasebe skandallarının asıl nedeni hileli finansal raporlamadır. Hileli finansal raporlama, UFRS ilke ve esaslarına aykırı raporlama yapılması ve finansal bilgilerin yanlış ve/veya eksik sunulması sonucu paydaşların önem verdiği bir kavram haline gelerek UFRS’nin muhasebe skandallarını önlemede tek başına yeterli olmadığını ortaya koymuştur. Küçük, E., Uzay Ş. (2015) Dolayısıyla, uluslararası standartlarda muhasebe bilgi sistemi yeterli olmamakla birlikte, güvenilir finansal bilgi sunumunu sağlayacak bir kontrol mekanizmasının da oluşturulması gereklidir.
Denetim ve denetçi raporları, paydaşlara daha kaliteli ve güvenilir bilgi sunma imkânı sağlar (Akdoğan, N., Bülbül, S., 2019).
Finansal bilgilerin güvenilirliği için bağımsız denetim önemlidir. Bu denetim, işletmelerin hazırladığı finansal tabloların güvenilirliğini sağlar ve paydaşlara doğru kararlar alma olanağı sunar (Karataş, M., 2014; Kesen, B., 2019). Güvenilir finansal bilgi, doğru analizler yapma ve yanlış bilgiden kaçınma imkanı vererek işletmeler ve paydaşlar arasında iletişimi sağlar (Holmes, A., Overmyer, W., 1975). Son yıllardaki finansal krizler ve muhasebe skandalları, bağımsız denetimin önemini artırmış ve denetim kalitesini sorgulanır hale getirmiştir. Doğru yatırım kararları, UFRS kriterlerine uygun olarak hazırlanan ve bağımsız denetimlerle teyit edilen finansal tablolarla mümkündür (Kaynaklar: Karataş, M., 2014; Kesen, B., 2019; Holmes, A., Overmyer, W., 1975).