Makale

Girişimci Kadın

1990’larda başlayan ve bu güne kadar artarak devam eden kadın girişimciliği faaliyetleri oldukça ilginç bir noktaya geldi. En son TOBB desteğinde Ticaret ve Sanayi Odaları kapsamında oluşturulan Kadın Girişimci Kurulları ile farklı bir kurumsal yapıya bürünen örgütlü kadın çalışmaları, artmış gibi görünse de kadının girişimciliği önünde var olan engeller hala devam ediyor.

Kadın girişimciliği derken,  konunun kadın boyutuna özel bir dikkatle yaklaşmak ve  belki de konuyu kadınlara özgü yanlarıyla birlikte ele almak gerekiyor. Bu kadın çalışmalarının genel hedefinde yer alan sosyal gelişme ve kalkınma kapsamındaki hedeflerine sadece kadınca sayılamayacak kadar değerli bir ele alış olmalı.

Kadın girişimciliğinin geliştirilmesinden, daha çok sayıda kadının, halen sahip olduklarından daha yüksek bir gelire ulaşmasını sağlayacak ve toplumsal anlamda güçlenmelerinin önünü açacak çalışmaların desteklenmesini anlamak gerek.

Girişimcilik işsizliğin en önemli alternatifidir. Daralan istihdam piyasasında bundan daha iyi bir alternatif ne yazık ki yok.  Alternatifsizlik gibi negatif bir yargı karşısında girişimcilik faaliyetleri kamu, sivil toplum kuruluşları ve uluslararası kuruluşlar tarafından yoğun olarak destekleniyor. Girişimcilik, kadınları güçlendirmede son derece önemli olmasına rağmen, bu süreci, tek düze  bir  şekilde  kredi  verme, para  kazanma, güçlenme ilişkisiyle  açıklamak  mümkün  değil.

Kadın girişimciliğini desteklemek ve sürdürebilirliğini sağlamak için toplumsal cinsiyet ilişkilerini anlamak kadar,  ülkenin sosyo-ekonomik yapısını da anlamak gerekiyor. Tüm eşitlemeci yaklaşımlara ve ayrımcılığı pozitife çevirme çabalarına rağmen ülkenin erkek egemen toplum yapısı kadın girişimciliği önünde ciddi engeller oluşturmaktadır. Kadının reklam yüzü girişimcilik reklamlarına da oldukça yakışıyor. Girişimcilik özendirilirken kadınlar arasında var olan girişimcilik farkındalığını daha öteye taşımak için mutlaka eğitim ve tanıtım çalışmalarına özel bir önem verilmeli. Zaten kurulu bir aile şirketi içerisinde aile bireyi olan, eş olan evlat olan bir kadın profilini “kadın girişimci” yapmış gibi görünmek sadece var olan istatisitklerde bir yanılgı sağlamanın ötesine geçemez. Evde, akşam yemeği için ne pişireceğini, aile bütçesine nasıl katkı sağlayacağını, ya da var olan yeteneklerini katma değer yaratan ürün ve hizmetlere dönüştürerek girişime adım atmayı hayal eden kadınları, kadın girişimci yapmak üzerine kafa yormak gerekiyor. Bu açıdan yerel, bölgesel, kırsal çözümler göz ardı edilmemeli. Geleneksel taraflarımızı sadece muhafazakarlık ya da nostaljik özlemlerden öteye taşıyamadığımız sürece içimizde var olan çözümler yerine ütopik ya da politik varsayımlar, içleri doldurulamayan kavramlar arasında zaman kaybetmeye devam edeceğiz. Mesleki eğitim ve beceri kursları, ortak üretim ve pazarlama olanaklarının yaratılması, üretim ve pazarlama kooperatiflerinin kurulması, rehberlik, eğitim ve danışmanlık hizmetleri, kadın emeğini değerlendirme ve kadının girişimciliğe yönelmesine giden yolda yardımcı olacak faaliyetlerdir. Bu yolların birini ya da birden fazlasını gerçekleştirmek için kamusal hizmet sorumluluğu taşıyan belediyelerin, valilik ve kaymakamlıkların, Ticaret ve Sanayi Odaları’nın (TSO) ve Organize Sanayi Bölgeleri’nin (OSB) kadın çalışmalarını ekonomik açıdan da rahatlatacak çözümlere ortak olmaları gerekiyor. Burada etkili olması beklenen yeni bir uygulamadan da söz etmekte yarar var.

KOSGEB desteklerinin yeniden yapılandırılması kapsamında başlayan Girişimci Destek Programı, Uygulamalı Girişimcilik Eğitimleri yolu ile finansal destek sağlayarak yeni girişimciler yaratma açısından önemli bir uygulama. Bu uygulamanın ayrıntısına girmeden şunu belirtmekte yarar var. Bu programa başvuran, eğitimlere katılarak bu destekten yararlanmak isteyenler içerisinde kadın oranı oldukça yüksek. Uygulamanın iyi tarafı eğitim ile girişimciliğe adım atılacak olunması. Uygulamanın sonuçlarını beklemek gerek. Bakalım bu yolla kaç kadın KOSGEB’den sağlayacakları eğitim ve finansman desteği ile iş fikirlerini hayata geçirebilecekler ?

Daha güçlü bir ülke olmanın yolu insan kaynaklarımızı en iyi biçimde değerlendirmemize bağlı. Nüfusumuzun yarısını kadınlarımız oluşturuyor. Aslında nüfusun kaynağı da onlar, yaşama dair sahip olduğumuz her şeyin üzerinde emeği olanlar da yine onlar.  Onlar için yapılacak çalışmalarda artık kaybedecek zamanın olmadığını düşünerek şunu belirtmekte yarar var.

Kadın çalışmalarını artık moda kavramlar arasından çıkarıp üzerinde somut destekleri olan, uygulanabilir ve sürdürülebilir projelerle hayata geçirmeliyiz. Kadın emeğinin yaratacağı iş ve istihdam gücü düşündüğümüzden çok daha hızlı bir toplumsal değişim ve dönüşümün kaynağı olacaktır.

Cüneyt ÖRKMEZ
TOSYÖV Proje Koordinatörü

 

Share:

Leave a reply