BültenMakale

COVİD-19 SÜRECİNDE MOBBİNG

Mobbing, kelime tanımı itibariyle yıldırma, bezdirmedir. İş yaşamında da kendini özellikle son yıllarda fazlasıyla dile gelen bir kelime olmaya başladı. İş yerinde sürekli yapılan duygusal taciz veya fiziksel tehdittir. Örneğin, çalışanlara haksız yere eleştiri, kendi yeteneklerinin altında iş verilmesi, bağırılması, alay edilmesi gibi davranışlar şeklinde kendini gösterebilir. Her ne şekilde olursa olsun bu tarz davranışlarla karşı karşıya kalan kişi özgüvenini kaybederek işten ayrılmaya kadar geçen süreci yönetmek zorunda kalmaktadır.

İşçi ve işveren arasındaki ilişki aslında hem borçlar kanunu çerçevesinde hem de iş kanunu çerçevesinde değerlendirilir. Borçlar kanunun 332. maddesinde hizmet sözleşmesine göre işçiye uygun çalışma ortamını temin etmek zorunda olduğu, iş kanunun 77/1. maddesine göre ise işçi sağlığı ve güvenliğinin sağlanması için her türlü önlemin alınmasına dair yükümlülük işverene verilmiştir. Bu çerçevede bakıldığında, Covid 19 gibi dünyayı kasıp kavuran bir pandemide de işçilerini korumak yine işverenin görevleri arasındadır.

Pandemi tüm ülkeleri olumsuz yönde etkiledi. Pandemiden dolayı ülkeler arası ticaret azaldı hatta durma noktasına geldi. Ekonomiler kendi içinde dönmeye çalıştı. Geçim derdi hem işveren tarafından hem de işçi tarafından arttı. Kim derdi ki 21. yüzyılda böylesine bir pandemi yüzünden hayatın duracağını..

Tüm insanoğlu Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisi teorisinin temelini oluşturan fizyolojik ihtiyaçlarına döndüler. İnsanoğlu temelde tekti. İster işçi olsun ister işveren ama öncelikle insandı. Bu yüzden herkes kendi sağlığı için endişe etmeye başladı. Evine en güvenli durduğu yere döndü. Ancak dedik ya, kendi hayatını idame etmesi gerekiyordu. “Home office” kavramına adapte olabilen şirketler – altyapısını zaten buna göre ayarlamış olanlar- sistemi daha kolay yürütebildi. Geleneksel yaklaşımları benimsemiş olan işletmeler ise, gerekli tedbirleri aldıklarını belirterek, üretimlerini durdurmadan devam ettiler.

7244 sayılı kanunun 9. maddesinin 2. fıkrasına göre, işverenlere işçilerine kısmen veya tamamen ücretsiz izine çıkarabilmelerine yönelik hak tanıdılar. Pandemi süreci içerisinde aynı zamanda yine 7244 sayılı kanun ile işçilerin işten çıkarılmasına da yasak kondu. Gelmek istemeyenlere karşı da ücretli izninden kullandırmak suretiyle işçilerin izinleri bitirtildi, ya da doğrudan ücretsiz izne gönderildi.

İşverenler tarafından düzenli olarak aslında coronanın olmadığına dair ya da çok abartıldığına dair söylemlerde iş yerlerinde yüksek sesle dile getirilmesi de – sözde performans artırmaya yönelik- aslında bir çeşit baskıydı. İşçiler kendi iş akdinin sürekliliğinden korktukları için kendi iş tanımında olmayan, işverenin işçiye yüklediği diğer yan görevleri de yapmak zorunda olması da bunlara örnek gösterilebilir. Sonuçta coronanın etkisi bir gün bitecektir. Önemli olan çarkın dönmesiydi.  Ancak, bu tip uygulamalar, hiçbir işletmede “mobbing” olarak tanımlanmadı.

Covid 19’un etkilerinin azalmasıyla birlikte 1 Haziran itibariyle “yeni normal”e dönülmeye başlandı. İşverenler kendi “sosyal mesafelerini” koruyarak faaliyetlerini devam ettirmeye yönelik çaba ortaya koyarken, “yeniden düzenlenmiş sosyal mesafeler” ile işçilerin sağlığını koruyarak işyerlerine davet ettiler.  Ancak, gerçekleştirilen uygulamalar gerçekten de işçi sağlığını yeterince koruyup kollamadığına dair herhangi bir denetim olmadan ortaya kondu. Çoğumuz hala görüyoruz ki, adalet saraylarında bile corona hastası çalışanlar sebebiyle işlemler durabiliyor.

Tabi şöyle de bir gerçek var ki, mobbingin anlamı biraz değişerek, her yapılanın dillere pelesenk olmuş şekilde mobbing olarak nitelendirilmesi de pek çok açıdan üzüntü vericidir. Her yapılanlar mobbing midir? diye bilirsiniz. Aşırı iş yükü, yöneticilerin ya da işverenlerin kaba davranışları gibi unsurlarda işçi tarafından doğrudan mobbing olarak tanımlanıyor. Aslında, bu örnekler tek başına mobbing olarak nitelendirilmiyor. Yargıtay kararlarında mobbing olarak değerlendirilen davranışlar;

  • Yabancı bir cisim fırlatma,
  • Yapılan işi elden alınarak başkasına verme
  • Sık sık uyarı, itham ve kırıcı üsluba maruz kalma
  • İzin günlerinde sık sık işe çağırılması gibi…

Mobbing’e maruz kalan kişilerde genellikle motivasyon kaybı, odaklanamama, güvensizlik, kaygı ve stres görünmektedir.

Covid 19 sürecinde de aslında hayatı sorgulayan bireyler olmadık mı? Bu yüzden aslında işverenlerden aldığımız yorumları, içerisinde bulunduğumuz haliyeti ruhiye sebebiyle mobbing ile karıştırmış olmamız mümkün müdür? Kim bilir polyanna olarak olayları böyle yorumlamak belki de herkesin daha hayırlıdır.

Kaynakça: http://www.erdem-erdem.av.tr/yayinlar/hukuk-postasi/turk-is-hukukunda-isyerinde-psikolojik-taciz-mobbing/

https://www.aksan.av.tr/tr/blog/detail/1041
http://iskanunu.com/sizin-sorduklariniz/is-kanununda-covid-19/
https://www.kigem.com/her-olumsuz-davranis-mobbing-degildir.html

Share:

Leave a reply